Ve hüzün, yağmurun yeryüzüne katılmasıyla başlıyordu, koca şehrin sokaklarında sonbahar bağırıyordu... Islanmış kasım ayı sakin, sessiz ve serin kalıyordu. Tıpkı öksüz çocukların gözlerindeki gizli bakış gibi... Yarınları sorgulayacak zaman bulunamıyor, geçmişleri yargılayacak yasa çıkmıyor. Anda kalıp anı yaşayacak insanlar aranıyordu yüreklerin baş kentlerinde. Bulunduğu zaman da bırakmak istemiyorlardı haliyle...
Düşerken sararan yapraklar, kırılıyordu topraklar... Her kırgınlıkta sarı bir yara bandı takılıyordu toprağa, hem yaralayan, hem saran oluyordu doğa...Yağmur birikintilerinin içinde üşüyen yapraklar ıslak ama kuruydu aslında... Yaman çelişkilere ayıracak vakitleri yoktu insanların... İnsanlar ki vakitlerini nereye harcayacağını şaşırırken, müsrif olmalarının farkına bile varamıyorlardı... Varamadıkları bir yer daha vardı ki, gerçek sevgi, işte bu hazineye ulaşamıyorlardı, yalandan sevgileri ipe dizip boyunlarına yalandan kolyeler takıyorlardı....
Aslında kasıma çiçekler yakışıyordu... kasım patı gibi, şarkılar yakışıyordu... Yine aylardan kasım gibi... Sıcak bir tebessüm yakışıyordu... Mis kokulu kahve gibi... Oysa Kasımın adı çıkmıştı, soğuk diye, öyle ya, yağmurlar yağıyor, rüzgarlar esiyor insanlar üşüyordu...İnsanlar neden yağmur birikintilerine düşmüş sarı yaprakları fark etmiyorlar, neden suda ki hareleri görmüyorlardı, hep güne geç kalıp, aynı günü erkenden bitiriyorlardı... Kasımın ne suçu vardı? Aslında soğuk olan bazı ruhlardı!.
Dilek Afiyon Avcı
Bencede soğuk olan bazı ruhlar.. Yüreğine sağlık bitanem.. ruhunun güzelliği yazına yansımış.. Kasımın suçu yokk..
YanıtlaSilteşekkürler canımcığım... Güzelliklerle kal... :)
SilParmaklarınıza sağlık,insanın içini ısıtan güzel bir yazı..İçimizi ısıtan insanlarla olmak dilğiyle.Sevgiler:)
YanıtlaSilteşekkürler ve sevgileriniz yüreğimi ısıtmaya yeter... :)
Silsüper anlatmışsın ... çok etkilendim. yüreğine sağlık sevgilerrr...
YanıtlaSilbloğunuzu beğendim. siz de beni takibe alırmısınız? aylininannesi.blogspot.com
YanıtlaSil