30 Nisan 2012 Pazartesi

Pazartesi Eğlencesi

Herkesin pazartesi sendromu farklıdır:)
Neden mandallarımız böyle olmasın?

Karnında bir dünya var...

Anneler her zaman bir kolayını bulur...
Günün Duası
Burada Isparta'dayım,
siz şuanda nerede olmak isterdiniz?

Günün Sözü

Filmlerde gülümsemek ne güzel :)
Babası pantolonu düşüyoorrr...

Oğlumsuz Olmaz


28 Nisan 2012 Cumartesi

Aile Bilgeliği



Bir de oğlum imzalı :)

"Robin Sharma kitapları tüm dünyada insanların mükemmel bir hayat yaşamalarına yardımcı oluyor."
-Paulo Coelho

Uzun zamandır elimde olan kitabımı bitirdim:) ve yine sevdim, Ferrari'sini Satan Bilge ile başlayan yolculuğum, Koza Kelebeği Bilmez, Sen Ölünce Kim Ağlar isimli kitapları ile devam ederken Aile Bilgeliği ile durağa geldi... Durak diyorum, çünkü yolum bitmedi... Robın Sharma Kitaplarını çok severek okuyorum. İyi bir rehper olduğuna inanıyorum... Kitaptan beni etkileyen satıları burada paylaşmak istedim...

* Çoğu insan ölümle burun buruna gelmeden yaşamın gerçekten ne anlama geldiğini keşfedemiyor. Daha sonra ölümlü oldukları gerçeğiyle karşı karşıya gelince, yaşamın en derin anlamlarını kavrayıp , şimdiye kadar ıskaladıkları herşeyin farkına varıyorlar.

Yaşam, bu açıdan acımasız olabilir.Bize sunduğu hediyeler çoğu zaman son ana kadar gözümüze çarpmayabilir.Gençken ve önümüzde uzanan koca bir hayat varken yaşamayı ertelemeye meyilliyizdir.

''Gelecek yıl doğada daha çok vakit geçireceğim'' ya da ''daha çok gülüp,daha çok seveceğim'' ''Gelecek yıl çocuklarımla daha çok vakit geçirip en iyi edebiyat eserlerini okuyacağım''

''Gelecek yıl daha çok günbatımı izleyip daha iyi arkadaşlıklar kuracağım.Ancak şu anda yapmam gereken işler ve buluşmam gereken insanlar var''

Bunlar içinde yaşadığımız çağın standart nakaratları.Ancak ben, eğer yaşama karşı harekete geçmezseniz, onun size karşı harekete geçeceğini öğrendim.Günler haftalara, haftalar aylara dönüşür ve siz ne olduğunu anlamadan yaşamınız geçip gidiverir.

Bilgeliğin ana teması çok açık: Varsayıldığı gibi yaşamayı bırakıp tasarladığınız şekilde yaşamaya başlayın.Oyuna yeniden dahil olup kalbinizin derinliklerinde yatan ve yaratmanın kaderinizde yazılı olduğu o zengin gerçekliği yaratmak için bir adım atın. Ölüm döşeğinde yatarken, sürmüş olmayı isteyeceğiniz yaşamı sürmeye başlayın...

* Hayatınızın sonunda çok önemli olduğunu düşündüğünüz şeylerin aslında çok önemsiz ve çok önemsiz olduğunu düşündüğünüz şeylerinse en önemli  şeyler olduğunu anlayacaksınız...

* Babam hep cenaze arabasını takip eden bir evden eve nakliye kamyonu görmediğini söylerdi.

* Yaşamın sıcaklığıyla kavrulup yağmuruyla sırılsıklam olmanın bana çok faydası oldu...

* "İnsanın mutluluğu ya da mutsuzluğu kazandığı altın ya da eşyayla bağlantılı değildir. Mutluluk ya da üzüntü kişinin ruhundadır. Bilge bir kişi her yerde evindeymiş gibi hisseder. Evrenin tümü onurlu bir ruhun evidir."         (Demokritos)

* İşin püf noktası daha çok değil, daha zekice çalışmak...

Sanırım bu kadar yeter, kitabın tamamını okumanın daha zevkli olacağını biliyorum...Aslında bir solukta bitecek kitaplardan fakat benim için kitap okumak aralıklı bir durum oluyor... Oğluşum'a vakit ayırmanın keyfini yaşıyorum:)))



Mimar Sinan'dan Mektup


400 Sene Sonrasına Mektup
Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebası Cami´nin 1990´li yıllarda devam eden rest...orasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıkları bir olayı tv´de şöyle anlat...
...mıştı.

Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşaat edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer inşaası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kemerleri nasıl restore edeceğimiz konusunda ustalarla toplantı yaptık. Sonuç olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalıp çakacaktık. Daha sonra kemeri yavaş yavaş söküp yapım teknikleri ile ilgili notlar alacaktık ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktık.

Kalıbı yaptık.
 

Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.

Şişenin içinde dürülmüş beyaz bir kâğıt vardı. Şişeyi açıp kâğıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu:

"Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum."

Koca Sinan mektubunda böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları Anadolu´nun neresinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı bir biçimde kemerin inşaasını anlatıyordu.

Bu mektup bir inşanın, yaptığı işin kalıcı olması için gösterebileceği çabanın insanüstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı, modern çağın insanlarının bile zorlanacağı taşın ömrünü bilmesi, yapı tekniğinin değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kâğıt ve mürekkep kullanması gibi yüksek bilgi seviyesinden gelmektedir. Şüphesiz bu yüksek bilgiler de o koca mimarin erişilmez özelliklerindendir. Ancak erişilmesi gerçekten zor olan bu bilgilerden çok daha muhteşem olan 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk duygusudur...
Alıntı

27 Nisan 2012 Cuma

Çok Geç Değil

Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. Zaman sınırı yoktur,istediğin zaman başlayabilirsin. Değişebilir ya da aynı kalabilirsin. Bunun bir kuralı yoktur. En iyisini ya da en kötüsünü yapabiliriz. Umarım,sen en iyisini yaparsın. Umarım,seni şaşırtacak şeyler yaşarsın. Umarım,daha önce hiç hissetmediğin şeyler hissedersin. Umarım,değişik bakış açıları olan insanlarla tanışırsın. Umarım, gurur duyacağın bir hayatın olur. Öyle olmadığını anlarsan... Umarım, en baştan başlayacak gücü bulursun.

Robın Sharma

Dualarımız Kabul Olsun

26 Nisan 2012 Perşembe

Biz de Bu Sabah

Sabah eşim ile birlikte kahve içip sohbet ediyordum ki içeriden bir ağlama sesi yükseldi...
Oğlumun bağırmasıyla eşimle birlikte fırladık içeri, Kayra beiimmm (benim) diye çığlık atıyor...
Kuşumuz Bulut ise çıvıldayarak oyuncak arabanın üzerine bir çıkıyor, bir iniyor, bir de kanatları ile kapatmaya çalışıyordu arabayı:)) Kayra'da vememmm diye bağırıyordu ona...

Oğlumun elini ısırmış, oyuncağını elinden almış, Bulut'a birlikte kızdık, yanlış yaptığını anlattık... :)) Allah'ım evimde iki tane çocuk var gibi hissettim... Yavrum bırak Bulut oynasın sende kırmızı araba ile oyna dediysemde gözü kuşun aldığı arabada kaldı...
Kuşumuz Bulut canlı sarı renk hayranı, benim terliklerimi paylaşamıyor benimle, oğlumun arabasını, eşimin fosforlu kalemini kıskanıyor ve vermek istemiyor... işimiz zor olsada paylaşıyoruz onunla:))
Çok sevdiğim terlikleri giyemez oldum...
Ayrılmıyor ayaklarımın üzerinden...
Kavga sebebi araba:))
bakışa bakar mısınız? Alamazsınız der gibi...

 Kalemin üzerinde tek ayağı... Ara sıra balıklarada tartışıyor:))
Olan bana oluyor, evimde üç erkekle beraberim:)... Özet olarak Kayracım kırmızı arabasını aldı, Sarı araba Bulut'a kaldı... Beraber oynamaya başladılar...

Mim 3




Sevgili lafanino beni mimlemişti, kendisine çok teşekkür ediyor ve sevgilerimi iletiyorum... geçikmeli olarak yanıtlar geliyor...

1.Mesleğin seni mutlu ediyor mu?
Mutluyum... Oğlum doğmadan önce kozmetikle uğraşıyordum,bir dönem bunun yanı sıra hobi olarak yerel basında köşe yazarlığı yaptım... Şimdi ise evde oğluma bakıyorum ve bu beni mutlu ediyor :)
2.Dilediğin meslek miydi?
Gibi diyebilirim...

3.Yalnız mı ilişkide mi yaşamayı tercih ediyorsun?
Yalnızlığı severim... Fakat insanlarla iletişim ve ilişki içinde olmakta bana göre...

4.Tatsız durumlardan kaçınmak için yalan söyler misin?Dürüst ol
Yalan söylemektense, hiç bir şey söylememek çözüm olabilir...


5.Yabancı dil konuşuyor musun?
Malesef :(

6.Rüyandaki evde oturuyor musun?Taşınmak ya da yurt dışına gitmek istiyor musun?
Rüyamdaki ev, ailemin huzur ve mutlu olduğu bir alan... Allah'ıma şükürler olsun ki evimi çok seviyorum ve orada oturuyorum:)... yurt dışına hiç çıkmadım, henüz belli değil ama mayıs ayında eşimin işi gereği Dubai'ye gitme ihtimalimiz var....

7.Mobilya değiştirmeyi seviyor musun?
Sevmiyorum, benim olan değerlendiği için bende kalsın istiyorum, mobilyalarım değişmesin...


8.Çevreye hayvan korumaya hiç katkın var mı?
Evde balıklarımız ve kuşumız var, çokta seviyoruz... Dışarıdaki hayvanlarada ara sıra bir kap su koyuyorum...

9.Televizyon ve filmleri sever misin?
Bayılırım:)... Televizyon, dizi, sevdiğim bir çok program var... Film benim için bir tutkudur, kitap okumak gibi, filmin içinde gezmeyi severim...

10.Bırakmak istemediğin kötü huyların var mı?
Adı üzerinde kötü huy, bırakmak istemez mi hiç insan? :)
Açıktığım zaman sinirli olmamı sevmiyorum... o geçse ne de güzel olur :)))

11.Loto veya benzeri şans oyunu oynar mısın?
Yeni yılda bir bilet almak adettendir:)

25 Nisan 2012 Çarşamba

Erteleme!


Eğer bir yolun varsa gidilecek sona bırakma, bir sözün varsa dilden yüreğe hiç susma..! Görmen gerekiyorsa birini git yanına, okşaman gereken bir yürek varsa esirgeme elini.. Hayat çok zalim, an gelir, elini gözünü yolunu yüreğini alır senden, o zaman göremez, gidemez, söyleyemez olursun..!

Can Yücel

24 Nisan 2012 Salı

23 Nisan ve Kayra

23 Nisan'a bir gün kala balkonumuza bayrağımızı astık... Yavrum çok mutlu oldu, sabah babası uyandığında baba baatt ballaak:) (baba bak bayrak) diye diye koşuşturdu etrafında... Kahvaltımızı yaptık, havada bir ışıltı 23 Nisan sevincine hazırlık gibi... 23 Nisan sabahı anlattım bugün senin bayramın Atatürk bu günü çocuklara hediye etmiş kutlamalar, yapılıyor çocuklarla eğlenceler ve onların istedikleri oluyor gibi konuştuk:)) başını salladı anlarmışçasına...
Alışveriş Kayra ağırlıklı oldu, değişik değişik oyuncaklarla mutluluk perçinlendi diye bilirim:) sonuçta çocuk bayramı onların günü...
Babasınında izinli olması isabet oldu:) Etkinliklerin olduğu meydana gittik ve en kestirmeden bir uçurtma aldık... Gökyüzü rengarenk uçurtma şenliği süsülüyordu maviliği...
Görülmeye değer güzellikleri kareledim hemen... Oğlumda bir heyecan oda uçurtma uçuracakmış... :)
Çok çaba harcadı, yoruldu...
Uçurtma uğraştırdı bizi...
Sonrasında hem otursun dinlensin, hemde sevdiği başka şeyle ilgilensin diye boyama etkinliklerine katılmasına yardımcı oldum... Orada ki öğretmen arkadaş, babası ve ben eşliğinde boyama yaptı...

Görevli öğretmen Kayra'ya yaptığı boyamayı evine götürüp odanın duvarına asabilirsin dedinde, Kayra orada asılı resimleri göstererek ev hayyıy odaa diye oraya asmak istediğini anlattı:) ve muradına erdi:)
Yemek vakti... Yediğimiz içtiğimiz bizim olsun, gezdiğim gördüğümüz yerleri resimledim...:)
Bu teneke kameramanda ayrı bir şirin... Gezdik, dolaştık, eğlendik akşam olduğunda evimize geldik... Oğlum pijamalarını giyerken uykusu gözlerinden akıyordu... Yatağına yattığında ise hemen rüyalara daldı...


23 Nisan 2012 Pazartesi

Pazartesi Eğlencesi

Ve işsiz adam pazartesi sendromuna razı olur...
Yumurtalar kalpli olsun...
Yorumsuz...
Annesi rahatlığı için bir çözüm bulur...
Burada Bolu'dayım. Siz şuan nerede olmak istersiniz?
Günün Sözü
:))
Kayram Babasının Oğlu :))
Oğlumsuz Olmaz...