Hıdrellez Günü

 

Geçen sene hıdrellez gününden evimizde çektiğim fotoğraflar... Hıdrellez Dilekleri postumu  Burada yayınlamıştım

Kalbinizin bir köşesinde kalmış unutulmuş bir dileği hatırlayın bugün, yıllar öncesinde olmaz deyip üstünü örttüğünüz hayalinizi güncelleyin... Anılarınızın çekmecesini düzenleyip, hatıralarınızın tozunu alın bu günde... kim bilir o dileğiniz hatırlanmayı bekliyordur belki de, yüreğinizin en derinlerinde...

Yıllar önce yazdığım yazıyı yayınlamak istedim

Çok eski zamanlarda insanlar aralarında mevsimlerden hesap yaparak bir yılı belirler, Bu yıl Hızır ve kasım zamanları diye iki bölüme ayrılırdı. Kasım geçince 6 Mayıstan sonra Hızır günlerinin başlangıcı olarak bilindiğinden, halk arasında Hızır ayının başı olan o gün bahar bayramı olarak kutlanırdı. Ve günümüze kadar gelen hıdrellez bir diğer inanışa göre Hızır ile İlyas ölümsüzlük suyundan içtiklerine inanılan iki peygamberdir. Takvimler 6 Mayısı gösterdiğinde, ikisi birlikte insanların isteklerinin gerçek olmasını sağlayıp rızkları bereketlendirmek amacıyla, yeryüzünü dolaştıkları rivayet edilir.

Hızır ile İlyas halk dilinde birleştirilip Hıdrellez ismi almış. Büyük annelerimizden dinlediğimiz hıdrellez kutlamalarının bir bölümü şimdilerde de devam etmekte. Dileklerinin gerçekleşmesi için, gül dallarının altına taşlardan arzularının resmi çizilmesi gibi. O sene hasta olunmaması için yakılan ateşin üzerinden atlanması gibi... Mutfaktaki erzakların bereket için akşamdan sabaha kadar ağızlarının açık bırakılması gibi...

Hıdrellez kutlamaları kırlarda yapılan pikniklerle devam ederken yeşil yine eskisi gibi coşkulu, ya insanların içi eskisi gibi umutlu mu? Önceden genç kızlar ve delikanlılar hıdrellezde görüşür bir birlerine mani söyleyerek konuşurlardı. Delikanlı “Sarısın sağ olasın. Sinene bağ olasın. Bana yar çoktur ama isterim sen olasın. Derken, genç kız da İstet beni gelirim, sizin eve gelinim. Beni de var isteyen, ben sadece seninin.” Diyordu...

Eski dönemdeki insanların yürekleri umut beklentisiyle doluyken, şimdi teknolojinin içinde boşluklara düşüyoruz. Bizler kurulmuş saat gibi çağa ayak uydurduğumuzdan mı maddeleşiyoruz? Eskiden insanlar her konuda yetersiz durumdayken, çoğunluk niye nostaljiyi arıyor, çoğalan imkanlar duyguları mı köreltiyor? Sık sık duyduğumuz cümleyi yinelemeden geçemiyorum. Tıpkı bayramların eski tadı olmadığı gibi hıdrellezinde eski tadı yok.

Toplumumuzun deneyimleri, atalarımızın sözlerindeki 6 Mayıs Hıdrellez inananların değerleriyle bu yılda geldi... Hıdrellez doğa ve insan arasında simgesel bir uyum sağlayan gelenektir. İsteklerinizin gerçekleşmesini dilerken, Yazımı Sezen Aksu’nun Hıdrellez şarkısındaki başlangıçla sonlandırıyorum. (Bahar oldu aman ah, kese astım gül dalına, adadım yârin adına, iki göz oda. Dağ yeşil, dallar yeşil uyandılar bayrama. Her günü şen, bir benim bahtım kara)

Dilek Afiyon Avcı